BETUNCAY SEYAHATNAMESİ


OCAK 2015 İZMİR&URLA&SIĞACIK&BADEMLER


Evet bu yılki bademler & Sığacık turumuzu da tamamlamış olduk. öğleden evvel hızlı bir Bademler Köyü pazar ziyareti yaptık. ot cümbüşünü, renkleri, çeşitleri anlatmakla bitiremem. Küçük bir pazar fakat herşey var. En önemlisi tüm tezgahlarda çalışan köylüler çok güleryüzlü ve samimi, hoşsohbetler...Bir şey satın almasanız da muhakkak ikram etmek tadım yaptırmak istiyorlar. Tadına bakınca da almadan edemiyorsunuz.





Bu balkabağına bayıldım...





Tüm otlar çok güzel...Ispanaklar bile körpe çiğ çiğ yemelik...





Oğluma balkabağının içini ve çekirdeklerini gösterdim, tezgahtaki satıcı anlattı ona, bir çekirdek ekerse toprağa onlarca balkabağı elde edeceğini... Doğa Ana o kadar cömert ki biz bu kadar hoyratça kullansak bile duruşundan hiçbirşey kaybetmiyor. İçim sızladı...





meşhur köy ekmekleri ve Godalak'lar vardı gene...





Ve tabii şifa kaynağı Şevket-i Bostan... Bir yerde bulabildik atladık tabii annemle...ve süt gibi çıktı şahane lezzetli...




Bademler'in minik kedisi de selamladı bizi.....




Tazgahlar renkli, sevimli...





Sonrasında Sığacık Pazarı...Burası çok daha büyük ve kalabalıktı. Bazı sokaklardan tek sıra yürüyebiliyorsunuz o derece siz düşünün artık. Fakat al ala bitmez...

Bu yıl yeni açılan bir yer keşfettik. Yabancı uyruklu bir bayan oranın yaşayanlarıyla tamamen doğal ürünler içeren bir yer açmış. İsmi By Barbara...İçerisi de eski 2 katı bir evden dönüştürülmüş. Ahşap merdiven adım atarken tahta seslerini esirgemiyor bizden ve benim, annemin, kayınvalidemin çocukluk anılarımızı gözlerimizin önüne bir bir getiriyor. Kahvaltı ve mantı servisleri var. Dışarıda da reçel, zeytinyağ vs birçok ürün var. Mantı gayet güzeldi , Sakıpağa yoğurt kullanıyorlar...



 Domates sosları yapıp satıyorlar...




Diğer tezgahlarda böreklerin çeşit ve asaletlerini de anlatamam. Hepsini tatmak istiyorsunuz. tabii ki kendimizi tutup bir iki çeşitle eve dönmeyi başarabildik...










by Barbara'nın reçelleri ve nar ekşisi...







Şu Adaçayı'nın güzelliği beni büyüledi resmen...









Sonuçta 3-4 saatlik bir zaman diliminde güzel bir pazar günü yapılabilecek hoş bir aktiviteyi de hatıralarımıza eklemiş olduk. Özellikle oğlum çok beğendi ve değişik bir alanda bir çok şey görüp öğrenmiş oldu. Biz de bol bol resim çekip anı topladık...

İyi pazarlar.....













Temmuz 2014 SELİMİYE


Veee Selimiye dosyasını açtık.Bu yıl 4.kez 7 aile Selimiye Sardunya'dayız.Yaklaşık 10 gündür hepimizin kalbi burada atmaya başlamıştı zaten buram buram burnumuzda tütüyordu. 





Sabahleyin 7:30da kulağımda müziğim koşuya hazırlandım. Minik dostum beni uğurladı mutfaktan. O kadar güzel bir renk var kanatları altında tarif edemem.




Yürüyüşte önce sadece adımlarımın çıkardığı toprak ve taş sesi ve kuşların cıvıltısı kulağımdaydı. Muazzam bir sessizlik herkes uykuda doğa hariç. Bazı evlerin kapıları kapalı önünde bir çok terlik ayakkabı...Ama kesif bir kekik kokusu genzime kadar işledi , ve tabii huzur...

Sonra başladım Ege müzikleri dinlemeye.Denizin karşı kıyısının müzikleri ve Ege dansları aklımda yürüdüm yürüdüm.Tepede manzara harikaydı.







Sonra dönüşe geçtim ve denizle buluştum.






Mavi çiçekler eşlik ettiler yolculuğuma...






Sakin limanımız,





Suyumuzu ihmal etmeyelim Limon ve nanenin kokusu dayanılmaz...




Akşamüstü hafifi içeceklerimiz arkadaşımızın ikramı...Misket limonu ile Güney Amerika'dan...




Beyaz peynir kavun klasik ikili...




İlk akşam Lahos çok lezzetliydi...




Ve tabii kalamar çıtır çıtır...Yağları çok özel ve hafif...


Genel manzaramız,


Kahvaltı kendi ürettikleri zeytin ve zeytinyağları ile yöresel ürünlerle hazırlanıyor. Bazlama ve gevrek eşliğinde...


Her daim karpuz baş konuğumuz.Doğanın tüm meyveleri o kadar özel ve muhteşem ki...




Fırsat bulduğum her noktada kitap ,kitap, kitap...



İkinci günün ikramında başrolde Ananas...






Ve muhteşem pişi...Bal ve toz şeker+tarçın ikilisi ile servis edildi...






2.gün benim de çocukların da çok sevdiği tiyatro sanatçısı Olgun Şimşek buradaydı. Çocuklar fırsatı kaçırmadılar tabii...



Akşamüstü manzalaraımız...






Bu da benim yalnız ağacım...Geçen yıl da fotoğraflamıştım.Yalnızlığı muhteşem bir etki yaratmıştı bende...




Gündüzleri mümkün olduğunca okudum...




Kavun toplarıyla servis edilen akşaüstü ikramları.Hafif ve eğlenceli...



Odamızın manzarası...





Güzdüz fazla atıştırınca akşam yemeği ancak bu kadar olabildi...




Ve herkes yemekten kalkınca sessizlik...Boş masalar...





Bir sonraki akşamın en güzel ikramı Muhammet Bey'in bize özel hazırladığı istakoz oldu...Tadı muhteşemdi...











Okumaya devam.....





Minik dostlar da sıcaktan çok bunaldılar...Çok tatlılar...





Kabak çiçeği dolmamız her daim taze ve lezzetli...





Günbatımının pembe ve lila ile dansı...




Yemekte kendini gösteren asil Ay...







Ana yemek iç pilav ve oğlak etiydi. Lezzetliydi ama bana biraz ağır geldi sanırım kendi isteğimle bir daha yerim diyemeyeceğim. Ama genel olarak çok beğenildi...








Ocak 2014 

En son seyahatten geriye dönerek yazmayı planladım.
Bu hafta sonu Antalya seyahati 1 gecelik İstanbul'dan uzaklaşmak...Kış Antalya'sını sanırım sevmedim. Zihnimde o kadar yaz ile bütünleştirmişim ki sürekli yağmur yağması keyifli gelmedi maalesef...Otelimiz de yaz oteli olduğundan kış standartlarını yakalamak biraz sıkıntı oldu diyebilirim. Ama manzara güzel deniz kimseye hesap vermeden dilediği gibi yaşamada ağaçlar yemyeşil...















Aslında Ekim 2013'te hem güneşin tadını çıkarıp hem de şehri şahane gezmiştik. Günbatımı...
 Bu da odamızın balkonunda bizi bekleyen sevimli oda arkadaşımız...





 Yılbaşı yakındı ve süslemeler etkileyiciydi...





 Bunlar da arkadaşımızın kedisi Efe Bey'in pozları...Bayıldım ona...











Vee kırk yıllık hatırlı kahve yılların dostundan harika bir sunumlaaaaaa...İşte buna değdi....



İZMİR SÖMESTRE TATİLİ

Her sabah İzmir sokaklarında ve sahilinde yürüyüş&koşuya çıktım. Sanki ilk kez görüyormuşum gibi her yeri merakla inceledim,düşündüm,hissettim,dinledim...Bir kez daha yaşanılası bir yer olduğuna kanaat getirdim. Kalbimde yeri her zaman özel...
Bu kez yıllardır gitmediğim Kızlarağası Hanı!nda dolaştım. Ortada bir çayını içtim. Esnaflar,çiçekçiler,unuttuğumuz macunlar vs. Tarihten bir sahne gibiydi... Ne kadar tezat günümüzün teknolojik İstanbul'u ile...














Sonrasında da Çankaya'da çok eski bir restorana gittik.Adil Müftüoğlu - Uğur Lokantası... Bir aile dostumuzun babasına ait. İçerisi tertemiz ve güleryüzlü, hızlı servis yapan garsonları vardı. 


İçeride İzmir'in çok eski siyah beyaz resimleri dolduruyordu duvarları...


Bunlar da masa servisleri...


Yemekler son derece özenli ve lezzetliydi. Benim favorim Şevketi Bostan idi. Şahaneydi. Böyle bir yerde olağan menüde bu yemeği görmek beni çok mutlu etti. Diğer yiyecekler de başarılıydı.









Veeee final muhteşemdi...Lorlu tatlı kaymakla servis yapıldı. Hakikaten özeldi...





Sonrasında sahile Pasaport'a yürüyüş...



Körfezle buluşma...


Pasaportta kahve ve tavla keyfiye günü bitirdik...



Tabii ki 40 yıllık kahvenin 40 yıllık yadigar fincandan içileni de pek makbul oldu.Tadı damağımızda kaldı.Teşekkürler annecim,annaneciğim...





Bir  Mart sabahı soğuk İstanbul'dan güneşli Bodrum'a seyahat ettim. Hariha bir hava vardı ortamda ve ailemle berabar olmak hepsinden önemli ve keyifliydi benim için. Üstelik öğle üzeri harika bir güneş açtı ortalık ışıl ışıl ve mutluluk doldu. Önce Bodrum Kalesi manzaralı harila bir kahvaltı ve tabii ki sohbet...Kuzenlerimle ailemle olmak beni çok iyi hissettirdi. 
Tersane gezisi çok hoşuma gitti ben gitmeyeli muazzam bir büyüklükte çok başarılı işlerin yapıldığı dev gibi bir tesise dönüşmüş Ağanlar Tersanesi....Buranın kurucusu Erol Ağan yıllardır başarılı işlere imza atıyor. Şimdilerde 2.kuşak oğulları iş başında...











Sonrasında deniz kıyısında sakin Bodrum öğleden sonrasında keyifli bir yemek .Kale manzaralı...OX BURGER'de şahane bir bonfile...Hem iyi pişmiş hem sulu idi. Salata da balzamik ve cevizliydi. Ox File. 
Ekip ve servis de gayet iyiydi. Tavsiye olunur.








MAYIS 2014 KIBRIS


1 Mayıs tatilini fırsat bilip 2 geceliğine Kıbrıs seyahati yaptık. Ana sayfaya 1-2 resim koymuştum. Otel olarak Cratos'u seçtik. 

Lobideki klasik arabalar görmeye değerdi...



Sahilden uçsuz bucaksız Akdeniz manzarası....





Otelin orta alanında boydan boya uzun bir havuz ve klüp odaları var...





 Botanik görülmeye değer...Ama keşke daha çok yeşil alan olsaydı...






Aslanlı giriş tam Ege'likti...



Uzun bir aslanağzı bandı vardı restoranın yanında. Renkleri anlata anlata bitiremem. Saatlerce seyredebilirdim.





Şehirde Girne'de iki bayrağı yan yana görmek gurur vericiydi...Ne mutlu...





Gün sonu sıcaktan yorulduk...




Odamız gayet güzel ve konforluydu. Yalnız sahil kısmında tadilat devam ediyordu ve saat 9'da inşaat gürültüsüyle uyanmak hiç sevimli değildi:(((
İçeride restoranlar da henüz açılmamıştı o yüzden bir yorumum olamayacak.
Fakat spa gerçekten başarılıydı.Tayland'lı bayanlar hem bizim keseyi ve köpük masajını hem de kendi yerel masajlarını çok başarılı yapıyorlar ve çok güler yüzlüler:)))
Diğer birimlerdeki çalışanlar da güleryüzlü ve yardımseverlerler.Bu benim çok dikkat ettiğim bir noktadır. Fakat bir taxi çağırmak için kapıda bayağı beklemek  zorunda kaldım bu kısmı gerçekten zayıf bırakmışlar.Bowling salonu fena değildi. Hatta bizim ekipte maçı ben kazandım:))







Biz 2 yetişkin ve 1 çocuk şeklinde olduğumuzdan casinoya gidemedik. Benim ilgimi çeken bir konu değil ama içeride sigara içildiğini öğrendiğimde de gidesim varsa da gitmek istemedim. Gidenlere bol nefesler diliyorum... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder