MİSAFİR BANYOSU

Evdeki işlere başlayınca sadece oğlumun ve misafirlerimin kullanığı banyoda bir iki değişiklik yapmak istedim. 

Öncesi,

Duvar kağıtları koyu vizon olduğu için krem,pembe,lila tonları kullanmak istedim. Hem çok eşya olmasın hem de işlevsel olsun seviyorum. 

Eski sepetler hem büyük hem de renk olarak hoşuma gitmiyordu. Bugün Madam Coco'dan kendime güzel bir set yaptım. Hatta mağazadaki 1-2 müşteri ne güzel oldu biz bunları biraraya getiremezdik dediler.

Havluların üzerine bir adet kokulu melek taşı yerleştirdim.

Bu alan da beyfendimizin ve misafirlerimizin ihtiyaçları için. Paris'i çok sevdiği için bu seti almıştım ona. 

Kalıp sabunları  çok seviyorum hem sağlıklı hem de eğlenceli...

Aynanın köşesine de pembe bebek lavanta kesesi astım her zaman bizi seyredip gülümser...

Sularımızın bereketli olduğu temiz pak günlere....

BALKONUM...

İstanbul'a geldiğimden bu yana Ataşehir'de yaşıyorum.Bu bizim 3. evimiz.Yaklaşık 4-5 yılda bir taşındım burada ise  7.Dolayısıyla bazı şeylerden sıkıldık,bazıları eskidi vs derken yaz rahatlığını da katıp yenilemek yenilenmek istedim. En küçük balkonumuz bu evde.Halbuki bir İzmir'li olarak geniş ve ferah balkon bizim için olmazsa olmazdır. Ama İstanbul koşulları başka maalesef.Biz de istemeye istemeye minik balkonlara evet dedik. Aslında hep içinden geçen kendi bahçemle ilgilenmek bu konu ile ilgili çalışmalarım sürüyor:))) Bir aya kalmaz belki de bahçeli yeni evimiz diye bol bol yazarım...

Bizim bu mini balkonu bir dönem sadece misafirlerimiz sigara içerler diye kullanıyorduk. Lakin benim zaman zaman kaçış ve kendimle kalış ortamım olmaya başlayınca buraya alışmaya başladım. Bakabildiğim kadar  çiçeklendirmiştim. İşte o hali...

Sonrasında burayı beyaz yapmak istedim. Textil vs ile de istediğim gibi renklendirmeyi...

Sanırım bir tek minder ilavesi gerekecek...

Eski seramik saksılarıma bu beyaz güzeller misafir oldular...Her gün koklaşıyoruz...

Sardunyalarım...Hepsinin toprağını çiçekçimden özel aldım ve tüm saksılar değişti. Aydınlık ve keyifli oldu. Kahveye beklerim artık dostları....

Veee yeni minderleri eklemek istedim. Boyner Ev'den renkleri çok içime sindi...

TÜRK KAHVESİ AŞKI.

Çocukluğumda büyüklerin içtiği Türk kahvesinden tatmak istediğimde hep bana çocuklar içmez arap olursun sonra derlerdi. Benim de aklımdaki en arap kavramı Arap Bacı olduğu için korkumdan içmeye teşebbüs etmezdim. Ne garip değil mi hep korkularla, tuhaf benzetmelerle,toplumsal yargılarla büyütülmüşüz...Halbuki şimdi oğlum içmek için merak ettiğinde ona içinde kafein denen bir maddenin olduğunu,bunun çocuklar için uygun olmadığını ama büyüdüğünde tadına bakıp isterse içmeye devam edebileceğini anlatmam yeterli olmuştu. Sonrasında genkliğimde  biraz da büyüdüm ben demek için içmeye başlamıştım ama şekerli içerdim öyle aman aman da bir keyif alamazdım doğrusu...Ne zaman ki kendime zaman ayırıp KEYİF alanları yaratmaya başladım ve sade kahvenin dayanılmaz cazibesi beni sarmaya başladı müzik,kitap ve sessizlik eşliğinde bu güzel anları yaşamaya başladım. Biraz da benim için kaçış anlarıydı bunlar...Bazen eşimle bazen dostlarımla kısa bir sohbet , dertleşme bazen de kahve bahane hadi görüşelim şeklinde olur bu molalar...Çoğunlukla yanında soğuk su ile bazn bitter çikolata bazen de vişne likörü ile servis ediyorum. Likörümü de kendim yapıyorum son derece lezzetli oluyor hem de bir sezon güzel ikramlara eşlik ediyor sofralarımızda...İçinde birçok baharatın muazzam lezzetleri var. Şimdi ilk adımda güneşte güzelce bekleyecek 1 hafta sonra işlem tamamdır...

Bazen de Beşiktaş Çarşı'daki çerezcimden aldığım narlı antep fıstıklı lokumla servis yapmayı seviyorum. Yanlarındaki bardaklar Paşabahçe...

Bu bireysel tepsileri de geçen yaz gittiğimiz Paris seyahatinde almıştık. Desenlerine ve minik oluşlarına bayılmıştım. Çok da iş görüyorlar.

Son olarak da Bistro 33'ün filtre kahve sunumunu eklemek istiyorum. Sade ama yeterli bir tarz...Ben yerlerinde olsam özendirmemek adına esmer dahi olsa fincan kadar bir kasede şeker sunmazdım. Ama kahve güzeldi Allah için...