25 Aralık 2014 Perşembe

İSTANBUL COFFEE FESTİVALİ- KAHVE FESTİVALİ

Bugün İstanbul'da ilki yapılan Kahve Festivali'ndeydim. Arkadaşlarım DSM ŞİRKETİ titizlikle organize etmişler...Bu büyüklükte bir çalışmayı yapmak her yiğidin harcı olmaz, ellerine sağlık hepsinin.

Eskiden Galata Rum İlkokulu olarak hizmet veren bir binada yapılıyor ve okul havasını hissetmek çok güzeldi. Mermer merdivenler, yüksek tavanlar, galerili salon çok çarpıcıydı .Son derece güzel bir koku eşliğinde dünyanın en güzel ve en lezzetli kahveleri biradada çeşitli firmalar aracılığıyla tadıma sunulmuştu. Değişik hazırlama teknikleri tanıtıldı. Buharla ,isle servis edilen espresso tattım. Hakikaten enfesti. Bunun yanında pazara yeni çıkmış markalar tanıtım için oradaydı. Bizim yakından bildiğimiz Cafe Nero, Starbucks,Kahve Dünyası,Jakobs vardı.

Önce bir deniz havası alarak gitmek daha da güzel oldu tabii. Kadıköy -Karaköy hattını seviyorum.Üstelik iş saati değildi sakince , telaşsız rahatça seyahat ettim.






 Delongi firması da makinelerinin tanıtımı yaptılar. Donanımlı ve şık makinler...




Çok güzel ürünler satan standlar da vardı. Kurabiyelr,kruvasanlar çeşit çeşit ve göz alıcıydı... Bunlar Heirloom İstanbul'a ait ürünler. Sahibi Dilek Hanım bize geçmişimize, kültürümüze neleri borçlu olduğumuzu anlattı ve çok haklıydı. Bu konuda çok daha duyarlı olmamız gerektiğini hissettim açıkçası...Teşekkürler....
İncelemek isteyenler için :http://www.heirloomistanbul.com/








Bunlar da şekilli yemek ve pasta kitapları...Renk ve tarz muhteşem...




Limonata gel tad diye bağırıyordu sanki. Yok bize şeker yasak deyip sadece resim çektik:)))





Bunlar da mıknatıslı kitaplar. Buzdolabında çok pratik ve hemen el altında...





Metro da oradaydı. Güzel kahveler ve yan ürünler vardı. Ama keşke glikoz şuruplu ve içinde E'li katkı maddeleri olan şurupları oraya koymasalardı. Hemen uzaklaştım tabii ki...





Buhar ve isle espresso bu standda hazırlanıyor.




Diğer renkli kitaplar...





İçeride bir de fotoğraf ve 30 saniyelik bir sunum var. Müzik harika muhakkak dinlemeli.Sanatçı Emre Başak özenle hazırlamış resimleri...Bunlar kahve tozları ve granülleriyle yaptığı çalışmalar...Çok başarılı...



Çikolata Sunumları...




Bunlar da lokumlar...



Reçeller çok hoş...


Bir çeşit damıtma çihazı...




Jacquelline ise annesinin adıyla bir şirket kuran bir girişimciye ait. Levent bölgesinde 35 dakikada istediğiniz çeşit kurabiyeyi kapınıza getiriyorlar. Güzel bir çalışma yapmışlar...Başarılar...



Arzum Okka isimli Türk kahvesi makinesi yapmış. Dizayn çok şık ama bir özelliği var ve çok yer kaplıyor. Ben dekoratif olmak dışında alıp evime tezgahıma koyar mıyım???Emin olamadım. Bir cihaz pratik,kolay ve işlevsel olmalı benim için. Umarım seveni çok olur çokça satarlar...





Her biri ayrı bir emek ve ayrı bir hikaye...İçinde alın teri ve zaman olan her işte olduğu gibi  herkesin yolları açık olsun  diliyorum...

Eline Sağlık DSM...

1 Aralık 2014 Pazartesi

ISIRGAN OTU&KAKTÜS

İlk okuyunca tuhaf bir başlık gibi gözüküyor ama bence ikisinin de biraraya gelmesinin bir mesajı vardı.
Geçen haftaki hastalık ve dinlenme sonucu biriken işlerle elimde not defterim sabah koşarak evden çıktım. Çok şükür birçok iş yolunda gitti tıkır tıkır hallettim. Bazılarına ikinci tur dönmek gerekti bir tanesi de olamadı sorun değil ben sabırla olduğu kadar dedim. Hava da soğuktu tam bir kış günü.O yüzden yeşil çayımı içmeden çıkmadım...



Öğlen saatlerinde Tuzla'da yapacağım görüşme iptal oldu ben de arkadaşlarımla bir öğle yemeği molası yaptım. Ataşehir'de Baldır isimli bir yer. Tam sokak arası tam istediğim gibi. Vale otopark uğraşmıyorsun. Özgür Şef'in.Özel pişirilmiş tiftik et, ekşi maya patatesli zeytinyağlı ekmek üzerinde değişik sotelerle ve istenirse yumurta ile servis yapılıyor. Et ve karbonhidrat menüsü fakat yaratıcı,farklı ve güzel bir alternatif. Yerdeki karolarına bayıldım.Bir de turşuları kıtır kıtırdı resmen.

Elinle yediğin için rahat çocuklarla da çok güzel olabilir. Bir tek alkol yok. Sanırım onu da çözerler. Bu menüye güzel bir GARAGUZU yakışırdı...



Gitmek isteyenler için Online Mahzen'in hemen yanı...





Bu da masa örtüsü üzerinde yiyeceklerin özellikleri ve nasıl yemek gerektiği anlatılıyor. Ayrı bir tarz yani...


Tabii ben bu kadar karbonhidrat alınca akşam muhakkak sebze yemeliyim dedim. Çıkışta bir iş görüşmesi yaptım 1-2 alışveriş eve geldim. Birkaç gün önce turp otu almıştım Migros'tan Ege Otları isimli poşetlerde satılıyor. Annanem duysaydı böyle torbalarda ot alacağımızı sanırım şaşkınlıktan donakalırdı. Günümüz metropolünde bunlar iyi günlerimiz...Sonra bir baktım etiket üstüne tekrar etiket basılmış poşet te çok yazılı falan içine bakmamışım. Açtım Isırgan Otu. Ve ilk dalmayı sağ elime yapıverdi. Yıkarken dahi eldiven olmalı çok can acıtır. Çiğ salatası da olur ama ben kavurmak istedim. Yılda en az bir kez yemek lazım derdi bizim Girit göçmeni büyükler. O kadar şifalı ki anlatmakla bitmez. Doğanın mucizesi bu elimizi sürmekte çekindiğimiz bitkide saklı halbuki. Ben ona şükrettim o da bana anlayışlı oldu, anlaştık... Zeytinyağında soğan ile kavurduktan sonra biraz tereyağı ile bağladım.Ve az krema. Biraz da ceviz ilave edip süzme yoğurt ile servis yaptım. Hayatımda yediğim en leziz ısırgan otuydu...




Sonra bizim Ege'ye sınav morali sandviçi...



Bir baktım unutmuşum Bahaus'tan kaktüs almıştım. Elimdeki eldiveni çıkarıp bu kez çiçek eldivenimi giydim. Ama bir tanesi fena battı dikkati olmak lazım. Aralıklı ektim.Biraz büyüyünce değişik olacaklar. Bir köşe kaldı ona da değişik bir kaktüs alınca ekleme yapacağım. Ortadaki Bodrum'dan yadigar minik ama yeri çok özel işallah tutacak.



Mumluklar da Bauhous'tan...

O arada daha önce ördüğüm bir parçayı minik bir yastığa giydirdim. Güzel oldu. Öndeki turuncu ebruli olan.


Bu arada da ders çalıştık yarın sınavı var Ege'nin. Ne akşam ama...Az önce de çok güzel hediyelikler geldi.Teşekkür ederiz. Mis kokulu kurabiyeler ve zeytinyağı. Hatay Medeniyetler Sofrası...



Doğadaki dikenleri düşündüm sonra bugün. Bana bunların hatırlatılmasının sebebini. Diken de var gül de aslında düalitenin iki ucu hep birlikteler ve tam oluyorlar ama genellikle dikene ahhh ; gül'e mis deriz. Ben bugün hepsine mis dedim. Yaratıldıkları için ve soframa,  evime geldikleri için şükrettim. Aslında Yaratan'dan da ötürü sevdim, hayranlık duydum. hepsinde onun izi parçası olduğu için. Tıpkı İNSAN  gibi...

Bol şifalı, farkındalık dolu bir hafta olsun...